Türkiye’nin farklı üniversitelerinden Iğdır Üniversitesi’ne gelen lisans üstü öğrencilere, anlatımlı derslerden sonra Ağrı Dağı’nın farklı bölgeleri gezilerek uygulamalı eğitimler verildi.
Öğrencilere dersleri, Iğdır Üniversitesinin yürütücülüğünü yaptığı projede, Anadolu, Van Yüzüncü Yıl, İstanbul, ve Acıbadem üniversitelerinden gelen öğretim üyeleri verdi.
AA’nın haberine nazaran, son olarak halk arasında Ahura Vadisi olarak da bilinen Cehennem Vadisi’ne gelen heyet, dağın coğrafik yapısı, tarihi ve bölgede yaşayan insanların kültürlerinin ele alındığı etkinliklerle etnografik yapıları da inceleyip yöre halkıyla vakit geçirdi.
Iğdır Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Mehmet Ali Sevgi, geliştirdikleri TÜBİTAK projesiyle farklı kısımlardan öğrencileri Iğdır’da davet ettiklerini söyledi.
Öğrencilerin bölgeyi etnografik yapıdan incelemek için bu çalışmaya katıldıklarını belirten Sevgi, “Bununla birlikte Türkiye’nin farklı üniversitelerinden gelen öğretim vazifelileri ve akademisyenler de öğrencilere eşlik etti. Birinci iki gün teorik olarak ders verildi, şu an ise arazideyiz. Tarihi Ahura köyünü ziyaret ettik, kıssasını dinledik. Etnografik metotta kültürel kümeler yerinde, vaktinde, onlarla belirli bir vakit geçirerek incelenir. Proje kapsamında da biz mahallî halkla vakit geçirme imkanı bulduk, onları konutlarında, tarlalarında, hayvanlarının başlarında ziyaret ettik.” dedi.
İstanbul Üniversitesi Antropoloji Kısmı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oya Topdemir Koçyiğit, bölgenin kültürel manasında çok kıymetli bir alan olduğunu aktararak, “Burası coğrafik açıdan da kıymetli bir alan ve çok önemli manada çalışmaların yapılmasının gerektiği bir alan olarak gördüm. Ben sosyal-antropoloğuyum, bu açıdan buranın çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. TÜBİTAK’ın desteklediği bu proje ile birlikte bugün buradayız. Teorik eğitim alan öğrencilerimiz için bu türlü alanlar çok bedelli, zira antropolojik alanda teorik eğitim yetmez, kesinlikle uygulama alanlarında da bunları görmeleri gerekiyor. Burası da paleoantropoloji için çok kıymeti bir alan, kesinlikle çalışmaların yapılıp buranın bilime kazandırılmasın gerektiğini düşünüyorum.” diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi doktora öğrencisi ve coğrafya öğretmeni Seçil Çabuker ise şunları söyledi: “Burası evvelce Ahura olarak bilinen artık ise Yenidoğan köyü. Burada açık havada ders alıyoruz. Derste öğrencilerime daima söylediğime şu an kendim de şahitlik etmiş olduğum, dersin yalnızca dört duvar ile çevrilmiş alanda değil de bütün tabiatta da olabileceğini kendimiz de gözlemlemiş olduk. Bölgeyi coğrafik açısından, fiziki özellikleri açısından da inceleme talihini buldum. Benim için çok keyif verici bir tecrübe oldu.”
(HABER MERKEZİ)