CHP, yedi yıl sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı mecliste ayakta karşıladı. Genel Lider Özgür Özel’in bu kararı CHP içinden ve dışından tenkit aldı.
Sabah düzenlediği küme toplantısında Özel’i “Ayağını denk al” diye tehdit eden Bahçeli’nin tıpkı akşam TBMM resepsiyonunda Özel’le tokalaşıp “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah. Bazen siyaseten söylememiz gereken şeyler oluyor” demesi de kimi muhalifleri öfkelendirdi.
Ayrıca Özel’in New York seyahatinde Türkevi önündeki ‘rüşvet’ açıklamaları ise hala tartışılıyor.
Bu tenkitler karşısında gazeteci İsmail Saymaz’a açıklamalarda bulunan Özel, “Geçmişte Abdullah Gül’e, Erdoğan’a da ayağa kalktık” dedi, Kılıçdaroğlu’nun tweeti için ise “Kırıldım” dedi.
İsmail Saymaz’ın HalkTV’dki köşesine taşıdığı Özgür Özel’in karşılıklarından kimileri şöyle…
‘SİYASET KURUMUNA İNANCI ZEDELİYOR’
Bahçeli’nin küme toplantısında “CHP ayağını denk alsın” çıkışının akabinde akşam TBMM açılışında Özgür Özel ile tokalaşıp “Birbirimizi kırmıyoruz inşallah, bazen siyaseten söylememiz gereken şeyler oluyor” formundaki kelamlarını pahalandıran şöyle konuştu:
“Gündüzki imajların üzerine bu olunca tabi siyaset kurumuna itimadı zedeliyor. Temel sorun şu: Bana çok ağır laflar söylemesine karşın bütün kümelerin elini sıkarken, gittim onun da elini sıktım. Tenkitlerine gelince; gazetecilere tehdit olmasaydı keşke. Ona sert reaksiyon verdim.
Normalleşmenin millette karşılığı var. Beşerler hengame yerine sıkıntıların konuşulmasını istiyor. Devlet Bey, bunu görmüş olmalı. Millet olağanlaşmayı benimsemişken, rüzgara karşı yürünmez. Bütün partilerle el sıkışan tek parti CHP’dir. Toplumda CHP’nin karşılık aldığını gördü. Olağanlaşmaya dahil olmaya çalışıyor. Lakin bu üslupla olmaz. Gazetecileri tehdit etmek kimsenin haddi değildir.
‘GEÇMİŞTE ABDULLAH GÜL’E, ERDOĞAN’A DA AYAĞA KALKTIK’
Özel Kılıçdaroğlu’nun Twitter’dan paylaştığı “Biz yalnızca halk için ayağa kalkarız. Kimse bizden anayasaya hürmeti olmayan kimseye hürmet beklemesin” bildirisini ise şu cümlelerle kıymetlendirdi:
Yerel seçimden sonra ve genel seçime bu kadar vakit varken, CHP birinci kere bu kadar sokakta, 11 miting yapmış. Genel Başkan’ın andığı tüm toplum bölümler için bir şeyler yapmış, yapmaya devam edecek. O kesitler için aslında ayağa kalkıyoruz.
İkincisi, geçmişte Abdullah Gül’e, Erdoğan’a da ayağa kalktık.
Kemal Bey vaktinde yaptığımız da oldu, yapmadığımız da.
Erdoğan’ın yine aday olması, seçilme formuyla çok tartışmalı olmakla birlikte kendisine oy verenler açısından ‘Oy verdiğim Cumhurbaşkanını tanımıyorlar’ yaklaşımı sokakta daima karşıma çıkıyor.
Normalleşmenin içinde bir el sıkışma, görüşme ve Cumhurbaşkanı’nın çözebileceğini düşündüğüm hususlarda; 28 Şubat’ta tahliye ve Seyahat Davası’nın konuşulmasını, emekliler, taban fiyat ve çiftçiler için sıkıntıların lisana getirilmesini hakikat buldum.
Türkiye’nin dört bir yanını geziyorum. Sokakta ‘Özgür Bey bunu niçin yapıyorsun’ diyen olmadı. Lakin ‘Çok yeterli yapıyorsunuz’ diyen çok. AK Parti ve Cumhur İttifakı seçmeni bu türlü olduğunda kulağını açıyor.
Odada 10 kişi otursak birisi geldiğinde ayağa kalkıp karşılıyoruz. Meclise cumhurbaşkanı giriyor. Sen oturuyorsun. Bunu Anadolu’ya izah edemiyorsun. Kendi açımdan şunu söyleyeyim: Cumhurbaşkanı’nın meşruiyet sorunu olduğunu düşünüyorum. Lakin bunu seçmen düşünmüyorsa senin ne düşündüğünün hiçbir değeri yok. Seçmen algılarını kapatıyor bizim söylediğimiz kelamlara.
‘KIRILDIĞIM KISIM O’
Kılıçdaroğlu’nun genel şuraya girmeyen ya da girip ayağa kalkmayan CHP’li milletvekillerini yurtsever ve milletperver diye övmesi konusunda da Özel görüşlerini şöyle tabir etti:
“Gerçekten tweette kırıldığım tek kısım o. İçinde ben olduğum için değil, arkadaşlar ismine kırıldım. CHP kümesinin en son muhtaçlığı olacak şey bu türlü nitelemeler yapmak. Hani ‘Siz böylesiniz, biz böyleyiz’ halinde. Ben kurultayın sonraki günü kümesi topladım. ‘Manisa il başkanı neyse en muhalif arkadaşım da o’ dedim. Bu türlü olması lazım.
Birçok milletvekilimizin üzüldüğünü görüyorum. Kendilerinden rica ettim; bazen olabilir bu türlü şeyler. O tweetin o kısmını atılmamış sayacağız.
NEW YORK’TA RÜŞVET AÇIKLAMASI: BİR CÜMLEMİ ALIYORLAR
Özel, New York’ta Türkevi’nin önünde yaptığı ‘rüşvet’ açıklamasına gelen yansılarla ilgili de konuştu. Özel, “Sadece ve yalnızca bir cümlemi alıyorlar’ dedi.
“New York sıkıntısında yalnızca ve yalnızca bir cümlemi diyorlar: ‘Türkiye, rüşvet verecek bir ülke değil.’ Lakin devamında diyorum ki ‘Amerika’da hiçbir şey kapalı kalmaz, alan cezasını çeker, veren de çekmeli. Türkiye’yi bu türlü bir işe alet eden varsa en büyük berbatlığı yapmıştır.’ Birincisi, büyük bir bilgi eksikliği var. Türkiye’nin yaptırdığı ve Kemal Bey’in protesto ettiği bina öbür.
New York Belediye Başkanı, çeşitli jest ve kıyaklar karşılığında itfaiye müdürünü tehdit edip yangın raporu tamamlanmadan, Türkevi’nin açılışını Erdoğan’ın ABD seyahatine yetiştirmiş.
Eğer bu türlü bir rezalet varsa Erdoğan’ın da bütün büyükelçilik çalışanlarının da hayatı tehlikeye atılmış. İtfaiyenin kusur bulduğu binaya açılış yaptırılır mı? Kim yaptıysa, aracı olduysa, talimat verdiyse en ağır halde Türkiye’de cezalandırılması lazım.
Erdoğan rejiminin bu türlü sonuçları var. Demokratik bir ülkenin cumhurbaşkanı gidiyor diye rüşvet vermek suretiyle yangına teminatlı olmayan bina hizmete sokulmaz. Lakin otoriter rejimlerde bu türlü bir şey var. Kral geliyorsa, padişah geliyorsa, o denli olur… New York Belediye Lideri’nin yaptığı cürüm, cezasını çeksin. İşin bizim tarafımızda kim varsa ağır halde cezalandırılması lazım. Savlar doğruysa temel sorun, tek adam rejimi. ‘Aman Cumhurbaşkanımıza yetiştirelim, kızmasın.’ Olmaz yani.”
MANSUR YAVAŞ’IN AÇIKLAMASI: YÜREKTEN KATILIYORUM
ABB Başkanı Mansur Yavaş’ın “Partim aday gösterirse adayım” açıklaması hakkında ise Özel, “Cümleyi ikiye ayırıyorum. ‘Kesin kazanacağız’ kısmına yürekten katılıyorum. ‘Partim aday gösterirse…’ kısmına da, partinin kararına hürmet gösterecek ve çoklu aday tartışmasını bitirecek olduğu için katılıyorum. Tartışmanın bitmesini temenni ediyorum” formunda cevap verdi.
(YAZININ TAMAMI)
(ALINTI)