İZMİR – 2018-2021 periyodu İzmir Barosu Lideri Özkan Yücel ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın farklı ömür tercihlerini ve LGBTIQ+’ları amaç alan telaffuzlarına karşı yaptıkları açıklama nedeniyle “dini bedelleri alenen aşağılama” suçlamasıyla açılan davanın birinci duruşması görüldü. İzmir Adliyesi 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada sanık Özkan Yücel ve yönetim kurulu üyesi avukatlar hazır bulunurken, Uluslar ortası hukuk örgütleri temsilcileri de duruşmayı izledi. Öte yandan baro üyesi pek çok avukat da meslektaşlarına destek olmak için duruşmaya katıldı.
BERAAT KARARI VERİLDİ
Duruşmada kimlik tespitinin akabinde tabirlere geçildi. Yargılanan avukatlar savunmalarında yapılan açıklamanın cürüm ögesi içermediğini lisana getirdi. Asıl hata unsurunun Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın nefret söylemi içeren beyanları olduğunu belirterten avukatlar, Nefrete inat yaşasın hayat demeye devam ediyoruz. Beraatimizi istiyoruz” dedi. Sanık avukatların meslektaşları ise cürümde maddi neden bulunmadığını belirterek, hukukun siyasallaştırıldığını ve derhal beraat kararı verilmesi gerektiğini vurguladı.
Duruşma savcısı ise temele ait mütaalasında “dini pahaları aşağılama” hatasına dair kâfi kanıt olmadığı gerekçesiyle beraat kararı verilmesini istedi. Savcının mütaalasına karşı avukatlar, “suç ögesi olmaması” gerekçesiyle beraat kararı verilmesini istedi. Verilen ortanın akabinde kararını açıklayana mahkeme heyeti, “suç ögesi olmadığı” gerekçesiyle avukatların başka ayrı beraatlerine karar verdi.
‘DÜŞÜNCE VE TABİR ÖZGÜRLÜĞÜ YARGILANAMAZ’
Duruşma sonrası açıklama yapan İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz, “İzmir Barosunun geçmişten bugüne yaptığı bütün bu açıklamalar, bilhassa nefret lisanına, ötekileştiren ve toplumda dışlanan bireyler ismine yapılan açıklamalara karşı gösterdiği direnç bugün de karşılığını buldu ve meslektaşlarımız beraat etti. Hiçbir vakit unutulmamalıdır ki niyet ve söz özgürlüğü yargılanamaz. İzmir Barosu yargılanamaz” dedi. İzmir Barosu eski Başkanı Özkan Yücel de yargılamanın ve davanın hukuk işi olmadığına inandıklarını söyleyerek, siyasetten beslenen ve siyasetten kaynaklanan bir yargılamanın kelam konusu olduğunu söyledi. Yücel, “Söylediklerimizin haklı, yanlışsız ve söylenmesi gerektiğine o kadar inanıyoruz ki bugün olsa yeniden aynını yaparız. Duruşmadan sonra Ali Erbaş’a haber verdim. ‘Kötü bir haberim var sana’ dedim. İzmir Barosu nefrete inat gayret etmeye devam ediyor. ‘Nefrete inat yaşasın hayat’ demeye devam ediyor ve devam edecek. Ne yaparsanız yapın. ve sonunda kazanan biz olacağız. Zira haklıyız.”
Ne olmuştu?
2020 yılının Nisan ayında bir cuma hutbesinde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Eşcinsellik hastalığı beraberinde getiriyor, kuşağı çürütüyor” diyerek LGBTİ+’ları gaye göstermişti. Erbaş’ın bu telaffuzunun akabinde İzmir Barosu yaptığı açıklamada, “…Nefret telaffuzları, temelinde insan hak ve özgürlükleri ile tarihî kazanımları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Asıl gayret edilmesi gereken bu ayrımcı ve nefret dolu anlayıştır. Nefret telaffuzlarına karşı yaptırımlar getirmenin ve bu tabirlerin engellenmesi gereklidir. Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık da ırka, renge ve kökene dayalı ayrımcılık kadar önemli bir sorundur… Bu açıklamaların yeni nefret kabahatleri yaratma potansiyeli nedeniyle haklı bir kaygı içerisindeyiz. Taraf olduğumuz Memleketler arası Kontratlar ve kanunlarımız ışığında nefret telaffuzlarının cezasız kalmaması gerektiğine inanıyor, Diyanet İşleri Liderini yaptığı ayrımcı ve nefret içeren konuşması sebebiyle kınıyoruz. Bir sefer daha nefrete inat hayatı savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna hürmetle bildiriyoruz.” sözlerini kullandı.
Söz konusu açıklama hakkında Diyanet İşleri Başkanlığı hata duyurusunda bulundu. Hata duyurusu ile ilgili evvel kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilirken, daha sonra bakanlığın kovuşturma müsaadesi vermesiyle iddianame hazırlandı. İzmir 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde kabul edilen iddianame ile periyodun Baro Lideri Özkan Yücel ve 10 yönetim kurulu üyesi hakkında “Dini pahaları alenen aşağılama” suçlamasıyla dava açıldı.